Kanserden korunmak için yeni beslenme düzeni
Kanser dünya genelinde ölüm nedenleri arasında ön sıralardaki yerini koruyor.
Bu ölümcül sağlık sorununun, bireylerin kendi yaşam biçimlerinde yapacakları düzenlemelerle önlenebileceği belirtiliyor.
Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Özyaral, kanserden korunmak için neler yapılabileceğini anlattı.
BESLENME VE HAREKET
“Kanser, normal bölünen hücrelerin, anormal ve kontrolsüz büyümesi sonrası ortaya çıkan bir hastalıktır. Herkeste kanser hücresi oluşabilir. Bu kontrolsüz büyümenin hastalığa dönüşmesi bağışıklık sistemi, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlere bağlıdır. Çevresel faktörler içinde en çok dikkat çeken beslenmedir. Daha sağlıksız besleniyoruz, daha az hareket ediyoruz. Sigara tüketimi maalesef, tüm çabalara rağmen yüksektir.”
SİHİRLİ BİR GIDA YOK
“Kanser görülme sıklığı artıyor. Hemen herkesin çevresinde kanser tedavisi gören hastalar var. Bir yandan da kulaktan dolma bilgilerle insanlar kanserden koruyan yiyecek arayışına giriyor. Ne yazık ki böyle bir gıda yok. Kanserden korunma bir süreklilik ve yaşam biçimi değişikliği gerektirir. Bütün gün elma yesek ya da lahana yesek elbette bir anlam ifade etmez. Söylediklerimizi bir bütün halinde hayatın tamamına yaymak lazım. Her gün avucunuzun içi kadar kavrulmamış ceviz, badem, fındık karışımı yiyin. Yemeklerinize baharat ekleyin. Tuzu azaltın. Şekeri hayatınızdan mümkün olduğunca çıkartın. Sabah kahve yerine bir elma yiyin. Mevsim sebzelerini evinizde az yağlı olarak kendiniz pişirin. Ekmeğiniz tam buğday ya da çavdar olsun. Su için. Süt ve süt ürünlerini günlük beslenmenize ekleyin… Bunlar bir bütün. İnsanlar sihirli formüller peşinde. Böyle bir formül yok. Formül, bunların tamamını azar azar ve zamana yayarak günlük beslenmeye eklemek. Tazeden, doğaldan yana olmak. Bir gıda ne kadar çok işleniyorsa katkı maddesi o kadar çok olur. Kafamıza sokmamız gereken budur.”
EVDE PİŞİRMEYİ TERCİH EDİN
“Kanserden korunmak için ev yemeğine dönmek gerekir. Çocuklarınızla birlikte mutfağa girin, onlara örnek olun, birlikte yemek pişirin. Gelecek nesiller tencere yemeğinin ne olduğunu bilmeyecek, bu da hastalıkları arttıracak. En pahalı, en temiz olduğunu düşündüğünüz yerde bile, sonuçta sizin görmediğiniz malzemeler kullanılır. Elbette arada sırada dışarıda da yemek yiyebilirsiniz, ancak öyle evler var ki, yemek pişmiyor. Paketlenmiş ürünlerin tadına o kadar alıştık ki çocuklar evde mayalanmış yoğurdu yemez oldu. Dışarıdan kek almak yerine kendiniz yapın. İçine ne koyduğunuzu bilirsiniz. Çocuklarınıza da evde yemek yapmayı öğretin. Birlikte mutfağa girin. Bir tür oyun gibi olsun. Yemedikleri sebze ve meyveleri sevdirmenin en güzel yoludur kendisinin pişirmesini sağlamak. Sebze, meyve, salata kanser türlerine karşı koruyucudur.”
ŞEKER KANSER İLİŞKİSİ NEDİR
“Toplumda şeker tüketimi arttıkça kanser oranı da yükseliyor. Bir yandan dünyanın her yerinde şekere karşı kampanyalar var, bakanlığımız şeker ve tuzu azaltın diyor. Bir yandan da reklamları sınırsız olarak yapılıyor. 14 yaşın altındaki çocuklar şeker reklamlarında oynamamalı. Şekeri sadece kesme ya da toz şeker olarak düşünmeyin. Şeker pek çok gıdada olabiliyor. Biz küçük yaştan itibaren bu şeker tadını çocuklara öğretiyoruz. Bu durumda onlar için vazgeçilmez oluyor. Her şeye şeker koyuyoruz. Tüm tatlar birbirine benziyor. Tüm çaylara şeker ekleniyor mesela. Halbuki doğal bir ürünün tadını almak için şeker katmamak gerekir. Beyaz ve esmer şekerin vücuttaki işleyişi aynıdır. Sadece beyaz şeker işlenmiş, temizlenmiş ve ağartılmıştır. Onun dışında ikisi de şekerdir. Kanser hücrelerini besleyen şekerdir. Biraz emek vererek hayatımızdan şekeri çıkartmalıyız.”
NASIL BESLENİYORSUNUZ?
“Besinleri saklama ve pişirme biçimleri de kansere yol açabilir. İlke olarak çok yönlü beslenme alışkanlığı kazanmak gerekir. Çiğ et, çiğ balık yemek ya da tek yönlü beslenmek mide bağırsak kanserlerine zemin hazırlayabilir. Obezite de bir kanser tetikleyicisidir. Obezite sebebi olarak görülen fast foot yemekler dolayısıyla kansere de semin hazırlıyor. Ev yemeği dışına çıkıldıkça aldığımız katkı maddesi artıyor, besin kalitesi düşüyor. Konserve gıdalar, katkı maddeleri ve paketlenmiş ürünlerden uzak durmak lazım. Bir ürün ne kadar uzun süre rafta kalıyorsa, ne kadar çok elden geçiyor ve ambalajlanıyorsa içinde konan katkı maddesinin artma ihtimali de o kadar çoktur.”
ÇOCUKLARI KORUMAK AİLENİN GÖREVİDİR
“Sütü günlük süt olarak şişede alın. Artık yavaş yavaş yaygınlaşmaya başlayan mandıralar var. İzin belgeleri olan bu tür mandıralardan da süt ve süt ürünleri alabilirsiniz. Sütün, yoğurdun içinde kimyasal olmasın. Çocuklara 14 yaşına kadar katkı maddesi olan, çok şekerli, paketlenmiş ürünler; kızartmalar vermeyin. Büyüme ve gelişme çağındaki çocukların bu gıdalarla sürekli temas halinde olması çocukluk çağı kanserlerine sebep olduğu gibi, sonraki yaşlarda da kanser oluşumuna zemin hazırlar. Çocukların odasındaki halıların, giydikleri kıyafetlerin doğal olmamasından, tabiatla temas etmemelerine kadar pek çok olumsuzluk var hayatlarında. Yediklerinde katkı maddesi, GDO, zirai ilaç atığı olmasın. Bunlara dikkat etmek anne babanın sorumluluğudur. Onların önüne sunduklarınızı mutlaka dikkatli seçmelisiniz. Bizler bilinçli ve seçici olmazsak dayatılanlarla yetinmek zorunda kalırız.”
KANSERLE SAVAŞAN GIDALAR
Lahana
Lahana kanserle mücadele eden önemli bir sebzedir. Salatası, yemeği mutlaka sofraya gelmeli. Lahana, gıdalarla gelen kansorejen maddeleri alıp vücuttan atıyor. Meme kanserine yol açan fazla salgılanan östrojen hormonunun formunu düşürüyor ayrıca akciğer kanserine karşı koruyor.
Elma
Sabah bir elma çok önemli. İçinde Quercetin maddesi var. Yumurtalık kanseri, meme kanseri, akciğer kanseri, kalınbağırsak kanseri ve lösemiden korur insanı. Güne elma yiyerek başladığınızda enerjiniz artacak, kendinizi daha mutlu hissedeceksiniz. Hayatımıza sebze ve meyveyi sokmazsak kanser tabii ki artar. Günde bir elma meme, kalın bağırsak, mesane kanseri ve lösemiden korunmaya yardımcıdır.
Kabak çekirdeği
Kabak çekirdeğinde mossadin vardır. Adeta bir kanser savaşçısıdır. Kavrulmamış ve tuzlanmamış yenmesini öneriyorum. Ciddi anlamda E vitamini içerir. Çinko içerir bu da bağışıklık sistemini güçlendirir.
Tere
Keskin aromasıyla sevilir. Bağırsak kanseri oluşumunu engeller.
Mantar
D vitamini içerir. Meme kanserinden korur. D vitamini eksikliği ciddi bir kanser sebebidir.
Soya fasulyesi
Hafif haşlayıp salata yapabilirsiniz. Her gün bir fincan pişmiş soya fasülyesi yemeyi kadınlar alışkanlık haline getirsin. Meme kanserinden koruyucular arasında ilk sıralarda yer alır. Püre haline getirip pişme aşamasında her yemeğin içine bir kaşık eklenebilir.
Çiğ soğan, ezilmiş sarımsak
Bağışıklık sistemini güçlendirir. Her salataya mutlaka eklenmeli. Kuru fasulye pişirildiğinde eskiden yanına soğan mutlaka gelir ve çiğden yenirdi. Ne pişirirseniz pişirin her akşam mutlaka sarımsaklı yoğurdu sofraya getirin. İçine taze nane, dereotu, fesleğen, sumak katabilirsiniz…
Baharatlar
Karabiber, kırmızı biber, kimyon, tarçın, karanfil ile sınırlı kalan baharat kullanımını çeşitlendirmek kanserle mücadele önemli bir destek sağlıyor.
Sumak
DNA hasarını önleyen çok önemli bir baharattır. Güneyde çok kullanılır. Her yemeğe katabiliriz hatta çayını bile yapıp içebiliriz. İsterseniz salatalara ekleyin. Ama yemeğe ekleyecekseniz o zaman pişmenin sonuna doğru ekleyin ki, değeri kaybolmasın. Son yıllarda hayatımıza giren
Zencefil
Bu bitki sanki bir moda gibi sadece kış aylarında kullanılıyor. Halbuki yaz-kış kullanılmalıdır.
Zerdaçal
Son yıllarda bilinmeye başladı. Ama kullanımını doğru yapmıyoruz. Zerdaçalın içindeki kansere karşı koyucu maddelerin açığa çıkması için yağda hafifçe ısıtarak kullanmak lazım. Yemek yaparken yağa biraz zerdaçal koyup ısıtmak, diğer malzemeleri sonra eklemek en doğrusu.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.